HABER – AHMET DÖNMEZ
Yargıtay Üyesi Serdar Coşkun’un Cumhuriyet Savcısı sıfatıyla 15 Temmuz gecesi saat 01.00 itibariyle tuttuğu tutanak, sadece Akıncı Üssü dava dosyasında değil, diğer dava dosyalarında da var. Mesela Genelkurmay Karagâhında yaşananlara ilişkin 15 Temmuz çatı davası bunlardan biri. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyasının “CBS Soruşturma Dosyası” (Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından Gelenler) başlıklı klasörün içinde, “Kurumlardan İhbar Evrakı” başlıklı alt klasörde, “(2016_07_17__15_51_39)_3499150115” numaralı belge olarak kaydedilmiş. Fakat belge imzasız. Altında Serdar Coşkun’un adı var ama imzası yok. Daha önce Akıncı Üssü dosyasından paylaştığım tutanağın aynısı. Hatta daha okunaklı hali. Belli ki tutanağın ham hali bu. Tutanağın tarih ve saati aynı. Yani 16 Temmuz 2016. saat 01.00. Fakat nedense Genelkurmay davasına imzasız hali ile gönderilmiş.
Dönemin Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Serdar Coşkun’un, darbe girişimi hakkında skandal bir tutanak hazırladığı ortaya çıkmıştı. İmzalandığı saat itibariyle henüz gerçekleşmemiş olayların yaşanmış gibi tutanağa yazıldığı; o gece hiç vuku bulmayan hadiselerin olmuş gibi zabıt altına alındığı ve yaşanmış olayların da yanlış bilgilerle imza altına alındığı tespit edilmişti.
Serdar Coşkun, Nedim Şener’e yaptığı açıklamada, tutanağın gerçekliğini teyid etmiş ve darbeyle ilgili ilk soruşturma ve gözaltıların bu belgeye dayanarak yapıldığını kabul etmişti.
İşte Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bulunan tutanağın ham hali:
Tutanağı yazmaya başladıkları saat 01:00 olsaydı, bunu tutanağın BAŞINA yazarlardı ama bu saat tutanağın SONUNDA! Düşünün lütfen, bir yazı yazıyorsunuz ve yazınızın SONUNA tarih ve saati yazacaksınız. Başladığınız zamanı mı yoksa bitirdiğiniz zamanı mı yazarsınız! Bitirdiğiniz zamanı yazarsınız. Çünkü, siz yazarken arada başka olaylar olmuş ve belirli bir zaman geçmiştir. Hele de iddia edildiği gibi aradan 6-7 saat geçmişse, kesinlikle bitirdiğiniz zamanı kaydedersiniz oraya….
“Buna ne diyecekler bakalım?” diye düşünüyorum ama bu devirde bin türlü bahane geliyor aklıma:
“Islak İmza yok ki bi kerem!” falan diyebilirler,
“Sonuçta bu bi kağıt parçası!” diyebilirler,
“Tutanak, davaya yansımadı!” diyebilirler,
“Eli sürçmüş canım olur öyle” diyebilirler… vs..vs..vs…