CEMAAT’İN AK KAPO’LARI-3

Geçmişte bir şekilde Cemaat’le iltisakı olup da şimdi Cemaat mensuplarına zulmeden Emniyet mensupları ile devam ediyoruz.

Onlardan biri, Balıkesir İl Emniyet Müdür Yardımcısı Yasin Demir.

Eski Kırıkkale TEM Şube Müdürü

Hakkında birçok işkence suçlaması var.

Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davalarda ifade veren bazı sanıklar, Yasin Demir’in yaptığı işkenceleri anlattı.

Mesela 16 Şubat 2017 tarihli duruşmada yargılanan Öğretim Üyesi Tıp Doktoru Erdem Ayyıldız, onlardan biriydi. 

Gözyaşları içerisinde ifade veren Ayyıldız, şunları anlattı: “On üç gün gözaltında işkence gördüm. Beni dışarıya çıkamayacak, sokağa çıkamayacak hale getirdiler. Bende unutulmayacak bir yara oluşturdular. Ben suçu kabul etmedim. Sorgu odasında aniden birisi benim arkama geçip tişörtümü başıma geçirdi, beni sürükleye sürükleye banyoya götürdüler. Banyoda beni çırılçıplak soydular, bahçe hortumuyla beni yıkadılar, atletimle gözüm kapatılmıştı, kahkahalarla beni buz gibi suyla yıkadılar. Sıvı sabun ve cop istediler ve makatıma cop soktular. Artık orada tamam ne derseniz kabul dedim, bunu dediğim zaman işkence etmeyi bıraktılar.”  

Ayyıldız, bütün bunlardan, en başta dönemin İl Emniyet Müdürü Hasan Onar ve TEM Müdürü Demir’i sorumlu tuttu. 

Aynı davada yargılanan Öğretmen Harun Özdemir de TEM Şube’de gördüğü işkenceleri anlattı. Diğer tutuklular gibi kendisinin de copla tecavüze uğradığını, çırılçıplak tutulduğunu, dövüldüğünü ve yerlerde sürüklendiğini söyledi. Özdemir, işkenceleri mahkeme huzurunda şu şekilde kayda geçirdi: “Gözüm bağlıydı ve konuşacaksın lan dediler. Gözüm bağlı tuvaletlerin oraya götürdüler, ben bunu söylerken utanıyorum. Bana insanlık dışı muamele yaptılar. Zorla, hakaret ederek üzerimdeki elbiseleri çıkardılar. Ben çıkarmak istemedikçe bana hakaretlerine devam ettiler. Soğuk suyla vücudumu ıslattılar, bu arada ben çırılçıplaktım, gözlerim bağlıydı. Cop ile taciz ettiler. Daha sonra birisi testislerimi sıkmaya başladı. Öyle ki gözüm karardı, öleceğimi sandım.”

Yasin Demir

Aynı mahkeme tutanaklarına yansıyan bir başka işkence vakası, özel bir anaokulunda müdürlük yapan Harun Kobalay’a yönelikti. Ağlaya ağlaya ifade veren ve “İnsanlığımdan utanıyorum, keşke beni öldürselerdi de bunları yapmasalardı,” diyen Kobalay’ın anlatımları şu şekildeydi: “Donunu indir dediler, indirdim ve seninle çok özel ilgileneceğiz dediler. Gözlerim kapatıldı, ellerim kelepçelendi. O odadan çıkartılarak, tuvaletin karşısındaki odaya götürüldüm. Saat 17:30 civarıydı, oraya vardığımda, önce sadece pantolonumu çıkarmışlardı, oraya vardığımda bütün elbiselerim, iç çamaşırlarım dahil her şeyi çıkardılar. Ben yapmayın lütfen dedim. Gözlerim kapalı, ellerim kelepçeli, bağırdım, sesim çıkmadı, ağzım bezle bağlandı, çırılçıplak vaziyette karşıdaki banyoya götürüldüm. Soğuk su vücudumun her yerine sıkıldı. Özellikle cinsel organlarıma sıkıldı. Halen daha ağrıyor acı çekiyorum. Tedavi olmak istiyorum, çünkü testislerim halen ağrıyor. Vücudumun her yeriyle oynadılar, makatımdan da bir şey yaptılar ancak ne yaptıklarını bilmiyorum. Keşke beni öldürselerdi de böyle bir şey yapmasalardı. Bir saate kadar kaldım, sonra dediler ki bana, eşini de getireceğiz, ona da aynı şeyi yapacağız dediler. Yıkıldım, çünkü benim dünyadaki tek varlığım eşim ve üç çocuğumdur. Bunun üzerine odaya aldılar, benim yapmam gerekeni projelendirdiler, orda anlattılar. Hastaneye vardığımda ben tir tir titriyordum, doktora olan bitenleri anlatmaya çalıştım yanımdaki polisler anlattırmadılar. İkinci kez doktora gittiğimde işkenceye maruz kaldığımı söyledim. Kendisi bana yüzünde işkence yok vs. gibi şeyler söyledi ve bir tane iğne vurdular. İşkence, tehdit, ızdırap vs gibi kelimeler benim derdimi anlatmaya yetmez. Ben şu anda insan olduğumdan utanıyorum.”

****

Bu iğrenç muamelelere ve işkencelere imza atan isimlerden dönemin TEM Şube Müdürü Yasin Demir, geçmişte Cemaat’le bağları olan bir polis.

Yıllarca Cemaat evlerine ve programlarına gelip gittiği anlatılıyor. 

Hem Polis Koleji’nde hem de Akademi’deyken Cemaat’in içinde olduğu bilgisi var. Hatta mezuniyetinden sonra yıllarca Cemaat`in içinde yer aldığını öğrendim. 

Ancak bugün o da suçsuz Cemaat fertlerine yaptığı işkencelerle ‘AK Kapo’lar arasında.

İşkenceden dolayı hakkında onlarca suç duyurusu bulunan Demir, 2017’de Sudan BM Polis Misyonu’nda görevlendirildi. Daha sonra Balıkesir İl Emniyet Müdür Yardımcısı oldu.

****

Bu bölümde paylaşacağım ikinci isim, Eski Sakarya Akyazı İlçe Emniyet Müdürü İbrahim Bedir

İbrahim Bedir

Onun da Polis Koleji ve Akademi’de okurken 8 sene boyunca Cemaat evlerine gidip geldiği ve sohbetlere katıldığı bildiriliyor. Keza Yasin Demir gibi onun da mezuniyet sonrası meslek hayatında belli bir tarihe kadar Cemaat`le bağını koparmadığı bilgisine ulaştım.

Fakat o da ‘AK Kapo’lar arasına girmiş durumda. Onun da adı bugün işkenceciler listesinde.

15 Temmuz sırasında görev yaptığı Akyazı’da birçok Cemaat gönüllüsüne işkence yaptığına dair kayıtlar var.

Örneğin Sakaryalı İşadamı Nihat Kilit, kendisine işkence yapanların dönemin Emniyet Müdürü Bedir ile Cumhuriyet Savcısı Şüheda Oktay Arslan olduğunu açıklamıştı.

****

Bir diğer isim Van Emniyet Müdürü Atanur Aydın.

O da teşkilat içerisinde Ülkücü bilinen ama geçmişte Cemaat’le iltisaklı olduğu belirtilen bir müdür.

Gizli tanık ‘Garson’dan elde edilen fişleme listelerinde de ‘C’ grubunda, yani bir zamanlar Cemaat’le irtibatlı olup daha sonra uzak duranlar arasında olduğu iddiası var.

Yani sarı listede.

Ancak onun da Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’a giderek biat ettiği ve kendini sağlama aldığı öne sürülüyor.

Daha önceki bölümlerde altı çizildiği üzere Servet Yılmaz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kadrosundaki en önemli isimlerden. Soylu, teşkilattaki organizasyonu onun üzerinden yapıyor.

Dolayısıyla Yılmaz’a bağlılık bildiren emniyet müdürleri, geçmişte Cemaat’le iltisaklı olsalar bile bu devrin Kapo’ları arasına yazılıyorlar.

Bunun bir gereği olarak da baskı ve zulümde bulunuyorlar.

Atanur Aydın

Bir şekilde Cemaat’in semtine uğrayan herkes ağır bedeller öderken Atanur Aydın’ın, Hakkari ve Van’da Cemaat sempatizanı çok kişiye eziyet ettiği haberleri geliyor.

Aydın’ın işkenceler sırasında, “Bunların soyunu kurutun. Bunlardan bir tane bile kalmasın, aç kalsınlar,” dediği rivayet ediliyor.

****

Bir diğer isim, Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürü Murat Bayhan

İstanbul Polis Koleji mezunlarından.

Onun da geçmişte Cemaat`le iltisaklı olduğu yönünde bilgiler var.

15 Temmuz’da İstanbul Atatürk Havaalanı Şube Müdür Yardımcısı idi. Darbe girişimine direnmediği gerekçesiyle tutuklandı ve yargılandı.

Mahkemede kendini savunurken, “Tankların içeriye girmesini istemedim, askerleri kuleye ulaşamayacakları 4 kilometre uzaktaki hangara yönlendirdim. Zaman kazanmak için böyle yaptım,” ifadelerini kullandı. 

Murat Bayhan

Oysa benim ulaştığım bilgilere göre Bayhan, doğruyu söylemiyordu. İddialara göre gerçekten de darbecilere kapıları açan, apronda yol gösteren, içerideki güzergah bilgisini veren, tanklara yol açan ve içeri buyur eden kişiydi.

Buna rağmen bir el devreye girdi ve darbecilikten tutuklanan Bayhan’ı tahliye ettirdi. 

2018 yılında beraat eden Bayhan, mesleğe geri döndü ve Güven Timleri Şube Müdürü oldu. 

’FETÖ’ operasyonlarının da en agresif isimlerinden biri haline geldi.

Onun da operasyonlar sırasında, “Bunları sallandırmak lazım”, “Hiç gözlerinin yaşına bakmayın”, “Acımayın” dediği ileri sürülüyor.

İddialara göre şu an İstanbul İstihbarattan Sorumlu İl Müdür Yardımcısı Ömer Faruk Ataş’ın gayrı resmi ekibinde. Adeta onun haber elemanı gibi çalışıyor.

Hatırlayacaksınız Ömer Faruk Ataş, dizinin ilk bölümünde bahsettiğimiz müdürlerdendi. Onun da geçmişte Cemaat’le iltisakı olduğu gibi hakkında ihbar da bulunuyordu. Bir akrabası tarafından ‘FETÖ’cü’ diye ihbar edilen Ataş’la ilgili bu suç duyurusu, İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü’nce sümenaltı edilmişti. Dilekçe işleme alınmamıştı. 

Dizinin ilk bölümünde paylaştığım bu ihbar formunda Ataş’ın yıllarca Cemaat içerisinde yer aldığı, kendini gizleyen kripto elemanlardan biri olduğu, aile fertlerinden birilerinin Amerika’da Fethullah Gülen’in yaşadığı kampta görev yaptığı ileri sürülüyordu. 

Bunlara rağmen Ataş, Süleyman Soylu ve Servet Yılmaz’a biat ederek yeni ekibin en önemli parçalarından biri haline gelmişti. 

Hatta Soylu’nun İstanbul’daki en güçlü ayağı olduğu söyleniyor. “Ankara’da Servet Yılmaz, İstanbul’da da Ömer Faruk Ataş” deniyor.

Hal böyle olunca Murat Bayhan’ın Ömer Faruk Ataş’la yakınlığı çok şey anlatıyor.

-DEVAM EDECEK-

ahmetdonmez.net\\\\\\\'e Patreon ile destek olun..
Become a patron at Patreon!

CEVAP VER

Yorumlarınızı giriniz!
Buraya isminizi giriniz